Tiroid Kanserlerinin Tedavisi
Tiroid bezinde temel olarak iki çeşit işlevsel hücre bulunmaktadır. Bunlardan foliküler hücre ya da tirosit adı verilen hücreler T3 ve T4 hormonlarının üretiminden sorumludur. Folikül hücrelerine kıyasla çok daha az miktarda bulunan parafoliküler hücre ya da C hücreleri de kalsitonin hormonunun üretiminden sorumludurlar. Bu her iki hücre grubundan tümörler gelişebilmekte ve klinikte oldukça farklı davranış gösterebilmektedir.
Tiroid bezi hücrelerinden kaynaklanan tümörlerin en sık görülenlerini dört ana başlık halinde inceleyebiliriz:
Papiller Tiroid Kanseri: Tiroid bezinde en sık görülen kanser türü, %80-90 oranla papiller tiroid kanseridir. Bu kanser, özellikle 45 yaş altı hastalarda tedaviye oldukça iyi cevap verir. Tedavisi genellikle cerrahi ile tiroid bezinin nodül barındıran yarısının ya da tamamının çıkartılmasıdır. Kimi zaman cerrahi sonrası radyoaktif iyot, radyoterapi ve kemoterapi ile gibi ilave tedavilerle desteklenmesi gerekebilir.
Folliküler Tiroid Kanseri: Papiller tiroid kanseri gibi bu kanser de tedaviye çok iyi cevap vermesi ile bilinen bir kanser türüdür. Tedavisi papiller tiroid kanserinde olduğu gibi öncelikle cerrahidir. Hurthle hücreli kanser de, foliküler kanserin diğer alt türü gibi kabul edilebilmekte ve gerek davranışı, gerek uygulanan tedavi şekilleri açısından ona yakınlık göstermektedir.
Medüller Tiroid Kanseri: Kimi zaman kalıtsal olabilen bu tümör, papiller ve folliküler tiroid kanserlerinden oldukça farklı özellikler taşır. Bu tümörün de tedavisi öncelikli olarak cerahidir.
Anaplastik Tiroid Kanseri: Diğer tümörlere göre çok daha hızlı seyreden bu tümör, genellikle ileri yaşlarda görülmektedir. Görülme sıklığı bir hayli azdır. Oldukça nadir görülen bu kanser türü, diğer tiroid kanserlerine kıyasla çok daha hızlı seyretmektedir. Ameliyatla veya başka tedavi yöntemleri ile tümörü yok etmek oldukça zordur. Bu tümör hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz hekiminizle görüşünüz.
İlk iki tümör, diferansiye ya da iyi diferansiye tiroid olarak sınıflanır ve diğer iki tümöre özellikle de anaplastik tiroid kanserine kıyasla genel olarak daha iyi bir seyir izler. Üçüncü maddede aktarılan medüller tiroid kanseri, diğer tümörlerin köken aldığı folikül hücrelerinden değil de, Parafoliküler hücre ya da C hücresi adını alan bir hücreden kaynaklanmaktadır.
Bu dört tümör dışında tiroid bezinde daha nadir görülen lenfoma, sarkom türleri ve başka organlardan tiroid bezine sıçrayan tümörler nadir de olsa görülebilmektedir.
Papiller Tiroid Kanseri
Tiroid bezinde görülen kanserlerin %70 – %80 kadarını oluşturan papiller tiroid kanseri, ultrason ve iğne biyopsisi gibi teşhis yöntemlerinin gelişmesi ile muhtemelen vücudun en sık teşhis edilen kanserlerinden biri halini almıştır. Özellikle 45 yaş altı bireylerde, çoğu kez başarılı bir şekilde tedavi edilebilen ve sonuçlarının en yüz güldürücü olduğu kanser türlerinden biridir.
Yavaş büyüyen bu tümör, kimi zaman boyundaki lenf bezelerine metastaz (sıçrama) yapabilmektedir. Ameliyatla tiroid bezinin tümör içeren yarısının ya da tamamının çıkartılması, kimi zaman da boyundaki lenf bezelerinin vücuttan temizlenmesi (boyun diseksiyonu) ve sonrasında da gerekliliğe göre radyoaktif iyot tedavisi ile hastanın tamamiyle sağlığına kavuşması, sık rastladığımız bir durumdur.
Mikropapiller tiroid kanseri (papiller mikro karsinom) nedir?
Tiroid bez dokusunda 1cm’den küçük bir tiroid nodülünün, papiller tiroid kanseri içerdiğinin anlaşılması durumunda artık mikropapiller tiroid kanseri söz konusudur. Bu durum şu şekillerde karşımıza çıkabilir:
- Nodülün, ultrasonda şüpheli bulgular göstermesi üzerine ince iğne biyopsisi ile içinden alınan örneklerin tiroid papiller kanseri varlığını göstermesi,
- Ameliyatla çıkartılan tiroid dokusunda iri nodüllerde değil de, 1cm’den küçük bir veya birden fazla papiller kanser odağı saptanması.
- Boyundaki lenf bezelerinde papiller kanser odağı saptanması üzerine, boyun diseksiyonu yanı sıra tiroid bezinin de çıkartılması ile bu bezin patoloji uzmanları tarafından incelenmesi sırasında 1 cm’den küçük bir veya birden fazla papiller kanser odağının saptanması.
Mikropapiller tiroid kanserinin ayrıca özelliği, eğer boyun lenf bezelerine metastaz gibi bir durum yoksa, tümör tiroid bezi dokusunun içinde sınırlıysa, tiroid bezinin tümör içeren yarısının çıkartılmasıyla (bezin her iki yarısında tümör saptanması durumunda tamamının çıkartılması) yeterli tedavinin sağlanabilmesidir. Çoğu kez cerrahi tedavi yeterli olmakta, sonrasında ilaveten radyoaktif iyot tedavisi gibi bir yönteme ihtiyaç duyulmamaktadır. Yine de bu tür durumlarda, uygulanacak tedavi yöntemi, kişinin ve hastalığın özelliklerine, hekimin tercihine göre değişiklik gösterebilir.
Bu nedenle bu konudaki sorularınızı hekiminizle yüzyüze konuşmak daha doğru olabilir.
Papiller tiroid kanseri sebepleri nelerdir ve kimlerde daha sık görülür?
Radyasyon ve papiller tiroid kanseri arasındaki ilişki, bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir. Özellikle 20 yaşından önce radyasyona maruz kalan bireylerin, ilerleyen yıllarda tiroid bezinde kanser ortaya çıkma ihtimali, diğer bireylere göre daha fazladır. Japonya’da atom bombası radyasyonuna, Çernobil’de nükleer santral kazası sonrası oluşan radyasyona maruz kalan bireylerde, maruz kalmayanlara kıyasla daha sık papiller tiroid kanseri geliştiği bilinen bir gerçektir.
Radyasyon dışındaki sebepleri ise net olarak bilinmemekle birlikte, papiller tiroid kanserlerinin %5-15’inin genetik sebeplere bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu nedenle ailesinde papiller tiroid kanseri olan bireylerde de, olmayanlara kıyasla bu tümöre rastlanma ihtimali daha fazladır. Kadınlarda papiller tiroid kanserinin erkeklere kıyasla 2-3 kat daha fazla görüldüğü bilinmektedir.
Papiller tiroid kanseri ne tür belirtiler verir?
Papiller tiroid kanserli hastalar, genellikle üç farklı şekilde hekimin karşısına çıkar:
- Tiroid bezinde ele gelen ya da ultrasonla fark edilen nodüllerden ince iğne biyopsisi alınması üzerine patoloji uzmanı papiller kanser varlığından ya da şüphesinden söz eder.
- Boyunda ele gelen, gözle fark edilen veya ultrasonla saptanan lenf bezesi büyümesinin, iğne biyopsisi sonrasında tiroid papiller kanser metastazına bağlı olduğunun anlaşılması,
- Genellikle orta yaş üstü hastalarda tiroid bezindeki kanserin, bezin etrafındaki organlara yayılması, işgal etmesi, fonksiyonlarını bozması sonrası hekime yaptığı müracatla. Örneğin; tümör, tiroid bezinin hemen arkasında bulunan ve rekürren laringeal sinir adını alan ses telinin hareketinden sorumlu sinirin fonksiyonunu bozarsa hastada ses kısıklığı oluşabilir. Ya da gene tiroid bezinin arkasında yer alan yemek borusu duvarını işgal ederse, yutma güçlüğü gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
Bu 3 tablonun dışında çok iri, bası yapan nodüller gibi sebeplerle tiroidektomi ameliyatı yapılan hastaların çıkartılan tiroid bezlerinde patologlar tarafından rastlantı ile o vakte kadar sessiz kalmış, belirti vermeyen papiller tiroid kanseri odağı veya odakları saptanabilmektedir.
Papiller tiroid kanseri nasıl teşhis edilir?
Boynun ön kısmında, tiroid bezinin bulunduğu yerde bir şişlik, nodül fark eden hastanın nodülünden ya da ultrason işlemiyle tiroid bezinde fark edilen şüpheli görünümlü nodülden ince iğne biyopsisi standart uygulamadır. Eğer biyopsi sonucu, tiroid kanseri açısından şüpheli bulunursa, yapılması gereken genellikle ameliyatla tiroid bezinin nodül olan yarısının çıkartılmasıdır. Bu şekilde kanser söz konusuysa, tiroid bezinin patologlar tarafından incelenmesiyle kesin teşhisi yapılmaktadır.
Papiller tiroid kanseri nasıl tedavi edilir?
Bu hastalıkta veya şüphesinde temel tedavi cerrahidir. İnce iğne biyopsisi sonrasında tiroid bezi içinde papiller tiroid kanseri şüphesine veya teşhisine varıldıysa tiroid bezinin tümör içeren lobun (yarısının), ya da tamamının ameliyatla çıkartılması, çoğu kez standart tedavi yöntemidir.
Bu hastalıkta temel tedavi cerrahidir. Yapılacak cerrahinin kapsamı, örneğin; tiroid bezinin yarısının mı yoksa tamamının mı çıkartılacağının, boyun lenf bezlerinin temizlenip temizlenmeyeceğinin kararı, tedaviyi yönlendiren hekimler tarafından hastanın ve de hastalığın birçok özelliğine göre verilir.
Burada önemli olan, tiroid bezinin bir veya her iki yarısının, tümüyle çıkartılmasıdır. Bu durumda patoloji incelemesinin sonucuna göre tekrar bir ameliyat gerekme ihtimali azalmakta, eğer gerekirse de, yapılacak iş daha kolay ve sağlıklı olmaktadır. Cerrahın ve daha sonra tedaviye dahil olabilecek endokrinoloji ve nükleer tıp uzmanı hekimlerin işi daha kolaylaşmaktadır.
Bu hastalıkta tedaviyi yönlendiren hekimlerin tercihine göre radyoaktif iyot tedavisi, cerrahi tedavinin etkinliğini arttırmak için eklenebilmektedir.
Bir kez daha vurgulamak gerekirse, bu hastalığın temel tedavisi cerrahidir. Ameliyat sırasında tiroid bezinin bir lobu (yarısı) alınacaksa geriye o tarafta hiç doku bırakmamak, ya da çok az tiroid dokusu bırakmak esastır. Keza her iki taraf tiroid lobları çıkartılacaksa gene geride hiç doku bırakmamak ya da çok az tiroid dokusu bırakmak en sağlıklı ve doğru uygulama olacaktır.
Papiller tiroid kanseri ameliyatının ardından başka operasyon veya tedavi gerekir mi?
Çıkartılan tiroid bezi dokusunda papiller kanser saptanması durumunda hastanın yaşı, cinsiyeti, başka hastalıklarının bulunup bulunmaması, tümörün büyüklüğü, mikroskopla yapılan incelemedeki hücre özellikleri, tümörün lenf bezlerine, çevre veya uzak organlara yayılımı gibi pek çok faktör ikinci bir cerrahi (eğer alınmadıysa, tiroid bezinin diğer yarısının alınması ya da boyun lenf bezelerinin temizlenmesi) veya radyoaktif iyot tedavisi (halk arasında bilinen adıyla atom tedavisi), nadiren de radyoterapi gibi ek tedavileri gündeme getirebilir.
Bütün bu faktörleri değerlendirmek ve hasta ve hastalık için en uygun tedaviyi seçmek ciddi bir deneyim ve tıbbi bilgi gerektirir. Hekiminiz tedavinizin planlanmasında izlenecek en uygun yolu belirleyecektir.
Papiller tiroid kanseri ameliyatının ardından başka operasyon veya tedavi gerekir mi?
Baş-boyun bölgesindeki kötü huylu tümörlerin cerrahi tedavisinin bir parçası da, hastalık içerdiği bariz veya muhtemel lenf bezelerinin sistematik bir şekilde, boyundaki hayati yapılara zarar vermeden çıkartılması, yani boyun diseksiyonu operasyonudur. Bu operasyon hemen her zaman, tümör dokusunun çıkartılmasıyla eş zamanlı olarak uygulanır.
Papiller tiroid kanseri de boyun lenf bezelerine metastaz (sıçrama) yapabilen bir tümördür. Bu nedenle, özellikle de iri tümörlerde öncelikle bu tümörün en sık metastaz yaptığı boyun ön bölge (bkz: şekilde VI – VII numaralı bölgeler) diseksiyonu çoğu kez önlem olarak uygulanır. Görünürde (muayenede, ultrason veya MR gibi tetkiklerde) bu bölgelerde lenf nodlarında metastaz varsa, tiroid bezinin çıkartılması sırasında diseksiyon, özellikle uygulanması gereken bir işlem halini almaktadır.
Papiller tiroid kanseri bazen de boynun yan kısımlarına (bkz: şekilde II – III – IV – V numaralı bölgeler) metastaz yapabilmektedir. Bu durum söz konusu olduğunda, bu bölgeleri içeren bir boyun diseksiyonu gerekli olabilmektedir.
Boyun diseksiyonunun gerekliliği konusunda hekiminiz sizi bilgilendirecektir.
Papiller tiroid kanserinde radyoaktif iyot tedavisi (atom tedavisi) hangi durumlarda gereklidir?
Tiroid bezindeki hücreler ve onlardan köken alan tümör hücreleri, vücuda verilen iyot atomlarını, tiroid hormonu veya öncüllerini yapmak için içlerine çekerler. Bu, bazı tiroid hastalıkları (hipertiroidi gibi) ve bazı tiroid kanserlerinin tedavisinde avantaj oluşturmaktadır. İyotun radyoaktif izotopu vücuda verildiğinde, tümör hücreleri bu atomları içlerine almakta ve atomlardan çıkan radyasyon da o hücrelerin ölümüne yol açmaktadır. Böylece, cerrahi sonrası hala vücutta (boyun bölgesinde veya akciğer, kemik gibi uzak organ ve bölgelerde) kalan tümör hücrelerinin yok edilmesi hedeflenmektedir. Bunun yapılabilmesi için, iyoda olan açlığı tümör hücrelerinden çok daha fazla olan sağlıklı tiroid dokusunun vücuttan cerrahi ile tamamen ya da tama yakınının çıkartılmış olması gerekmektedir.
Madde madde papiller tiroid kanseri
- Papiller tiroid kanseri, tiroid kanserleri arasında en sık görülen tiptir.
- Kadınlarda ve 30-50 yaştaki bireylerde daha sık görülmekle birlikte yaşlılarda, gençlerde hatta çocuklarda da görülebilmektedir.
- Geçmişte radyasyona maruz kalmış olmak, yıllar sonra bu hastalığın ortaya çıkmasına sebep olabilir.
- Kimi zaman bu hastalık tesadüf sonucu teşhis edilebilmektedir.
- Papiller tiroid kanseri, yaklaşık her üç hastadan birinde boyun lenf bezelerine metastaz yapabilmektedir.
- Hasta gençse ve erken teşhis söz konusuysa, bu hastalığın tamamen tedavi edilebilme olasılığı oldukça yüksektir.
- Papiller tiroid kanserinin temel tedavisi, tiroid bezinin yarısının veya tamamının ameliyatla çıkartılmasıdır. Gerekliliğe göre radyoaktif iyot tedavisi ve kimi durumlarda da radyoterapi, kemoterapi gibi tedaviler de eklenebilmektedir.
Folliküler Tiroid Kanseri
Geçmişte tiroid bezi tümörleri arasında ikinci sıklıkta görüldüğü kabul edilen bu tümör tanısı, patoloji uzmanları tarafından günümüzde oldukça az konmaktadır. Bu kanser türü, papiller tiroid kanseri gibi tedaviye iyi cevap verir ve tekrarlama ihtimali düşüktür.
Bu tümörde de temel tedavi cerrahi olarak tiroid bezinin tümör içeren yarısının ya da tamanının çıkartılması ve sonrasında takip eden hekimler tarafından gereklilik duyulursa radyoaktif iyot tedavisi uygulanmasıdır.
Bu tümör, papiller tiroid kanseri ile karşılaştırıldığında, boyun metastazına daha nadiren yol açar, buna karşın akciğer, kemik gibi uzak organ metastazların daha sık olduğu düşünülür.
Folliküler tiroid kanseri sebepleri nelerdir ve kimlerde daha sık görülür?
Folliküler tiorid kanseri;
- Kadınlarda,
- Elli yaş civarındaki bireylerde
- İyot eksikliğinin yaşandığı coğrafi bölgelerdeki bireylerde
daha sık görüldüğü bilinmektedir.
Radyasyon ile folliküler kanser oluşumu arasında kanıtlanmış bir ilişki bulunmamaktadır.
Folliküler tiroid kanseri ne tür belirtiler verir?
Folliküler tiroid kanserli hastalar, genellikle iki farklı şekilde hekimin karşısına çıkar:
- Tiroid bezinde ele gelen ya da ultrasonla fark edilen nodüllerden ince iğne biyopsisi alınması üzerine patoloji uzmanının folliküler neoplasm ya da lezyon varlığından veya şüphesinden söz etmesi ile.
- Akciğer, kemik gibi organlarda tıbbi incelemeler sırasında saptanan metastazların biyopsisi sonrasında tiroid folliküler kanser metastazına bağlı olduğunun anlaşılması ile.
Yani folliküler tiroid kanseri, ya tiroid bezinde ele gelen nodül veya uzak organlarda metastaz şeklinde belirtiler ile ortaya çıkmaktadır.
Folliküler tiroid kanseri nasıl teşhis edilir?
Tiroid bezindeki nodülden alınan iğne biyopsisi, folliküler neoplasm veya lezyon olarak rapor edildiğinde, bu durum patoloğun kötü huylu folliküler kanser ve iyi huylu folliküler adenom tanıları arasında kararsız kaldığı anlamına gelmektedir. Böyle bir iğne biyopsisi tanısıyla karşılaşıldığında yapılması gereken nodülün bulunduğu tiroid lobunun (yarısının) ameliyatla çıkartılması ve daha detaylı incelemelerde bulabilmesi için patoloji uzmanına yollanmasıdır.
Ayrıca kimi zaman da, bu kanserin metastaz yaptığı bölgelerden (akciğer, kemik, karaciğer vb.) alınan biyopsiler ile metastazların tiroid folliküler kanserden kaynaklandığı anlaşılmakta, tiroid bezine dönülerek kanser içeren odağın saptanmasına gayret edilmektedir.
Folliküler tiroid kanseri nasıl tedavi edilir?
Bu hastalıkta veya şüphesinde temel tedavi cerrahidir. İnce iğne biyopsisi sonrasında tiroid bezi içinde papiller tiroid kanseri şüphesine veya teşhisine varıldıysa tiroid bezinin tümör içeren lobun (yarısının), ya da tamamının ameliyatla çıkartılması, çoğu kez standart tedavi yöntemidir.
Bu hastalıkta temel tedavi cerrahidir. Yapılacak cerrahinin kapsamı, örneğin; tiroid bezinin yarısının mı yoksa tamamının mı çıkartılacağının, boyun lenf bezlerinin temizlenip temizlenmeyeceğinin kararı, tedaviyi yönlendiren hekimler tarafından hastanın ve de hastalığın birçok özelliğine göre verilir.
Burada önemli olan, tiroid bezinin bir veya her iki yarısının, tümüyle çıkartılmasıdır. Bu durumda patoloji incelemesinin sonucuna göre tekrar bir ameliyat gerekme ihtimali azalmakta, eğer gerekirse de, yapılacak iş daha kolay ve sağlıklı olmaktadır. Cerrahın ve daha sonra tedaviye dahil olabilecek endokrinoloji ve nükleer tıp uzmanı hekimlerin işi daha kolaylaşmaktadır.
Bu hastalıkta tedaviyi yönlendiren hekimlerin tercihine göre radyoaktif iyot tedavisi, cerrahi tedavinin etkinliğini arttırmak için eklenebilmektedir.
Bir kez daha vurgulamak gerekirse, bu hastalığın temel tedavisi cerrahidir. Ameliyat sırasında tiroid bezinin bir lobu (yarısı) alınacaksa geriye o tarafta hiç doku bırakmamak, ya da çok az tiroid dokusu bırakmak esastır. Keza her iki taraf tiroid lobları çıkartılacaksa gene geride hiç doku bırakmamak ya da çok az tiroid dokusu bırakmak en sağlıklı ve doğru uygulama olacaktır.
Folliküler tiroid kanserinde radyoaktif iyot tedavisi (atom tedavisi) hangi durumlarda gereklidir?
Tiroid bezindeki hücreler ve onlardan köken alan tümör hücreleri, vücuda verilen iyot atomlarını, tiroid hormonu veya öncüllerini yapmak için içlerine çekerler. Bu, bazı tiroid hastalıkları (hipertiroidi gibi) ve bazı tiroid kanserlerinin tedavisinde avantaj oluşturmaktadır. İyotun radyoaktif izotopu vücuda verildiğinde, tümör hücreleri bu atomları içlerine almakta ve atomlardan çıkan radyasyon da o hücrelerin ölümüne yol açmaktadır. Böylece, cerrahi sonrası hala vücutta (boyun bölgesinde veya akciğer, kemik gibi uzak organ ve bölgelerde) kalan tümör hücrelerinin yok edilmesi hedeflenmektedir. Bunun yapılabilmesi için, iyoda olan açlığı tümör hücrelerinden çok daha fazla olan sağlıklı tiroid dokusunun vücuttan cerrahi ile tamamen ya da tama yakınının çıkartılmış olması gerekmektedir.
Madde madde folliküler tiroid kanseri
- Folliküler tiroid kanseri, papiller ve medüller tiroid kanserlerinin arkasından üçüncü en sık görülen tiptir.
- Kadınlarda ve 40-60 yaştaki bireylerde daha sık görülmektedir.
- Geçmişte radyasyona maruz kalma ile kanıtlanmış bir ilişkisi yoktur.
- Folliküler tiroid kanseri, nadiren boyun lenf bezelerine metastaz yapmaktadır.
- Hasta gençse ve erken teşhis söz konusuysa, bu hastalığın tamamen tedavi edilebilme olasılığı oldukça yüksektir.
- Folliküler tiroid kanserinin temel tedavisi, tiroid bezinin yarısının veya tamamının ameliyatla çıkartılmasıdır. Gerekliliğe göre radyoaktif iyot tedavisi ve kimi durumlarda da radyoterapi, kemoterapi gibi tedaviler de eklenebilmektedir.
Medüller Tiroid Kanseri
Tiroid bezinde C hücresi ya da parafoliküler hücre olarak adlandırılan hücrelerden kaynaklanan medüller kanser, tüm tiroid kanserlerinin %5-10 unu oluşturur. Bu tümör hastaların %30’unda ailevi (kalıtsal) özellik göstermektedir. Bu kanser türünün boyundaki lenf bezelerine sıçrama ihtimali, diğer tiroid kanser türlerine göre daha fazladır.
Bu hastalığı taşıyan hastaların kanlarında calcitonin (kalsitonin) adlı hormon düzeyi yükselmektedir. Bu durum da hastalığın teşhisinde kimi zaman kolaylık sağlayabilmektedir.
Kadın ve erkekte eşit oranda görülen bu tümör, iki şekilde karşımıza gelmektedir:
- Çoğunluğu oluşturan birinci gruptaki hastalar, 50’li ve 60’lı yaşlarda, ailesinde medüller tiroid kanseri öyküsü bulunmayan bireylerden oluşur. Tümörleri kalıtsal (ailevi) değildir.
- İkinci gruptaki hastaların hastalığı kalıtsaldır. Yani ailesinde medüller kanser saptanan veya ileride aile bireylerinin bir kısmında medüller kanser gelişme ihtimali olan kişilerdir. Genellikle daha genç yaşta bu hastalığa yakalanmaktadırlar.
MEN2a (Multipl Endoktrin Neoplazi) ve MEN2b adlı sendromların (birden fazla organ ve sistemi ilgilendiren kalıtsal anomaliler) görüldüğü hastalarda medüller tiroid kanserine rastlanabilmektedir. Bu sendromlu hastalarda, başka organlar ve vücut bölgelerinde tümörler ve fonksiyon bozuklukları yanı sıra hastalığı kalıtsal olmayan hastalara göre daha genç yaşlarda tiroid medüller kanser ortaya çıkmaktadır.
Medüller tiroid kanseri sebepleri nelerdir ve kimlerde daha sık görülür?
Folliküler tiorid kanseri;
- Kadınlarda,
- Elli yaş civarındaki bireylerde
- İyot eksikliğinin yaşandığı coğrafi bölgelerdeki bireylerde
daha sık görüldüğü bilinmektedir.
Radyasyon ile folliküler kanser oluşumu arasında kanıtlanmış bir ilişki bulunmamaktadır.
Medüller tiroid kanseri ne tür belirtiler verir?
Hastaların önemli bir kısmında bu tümör, boynun ön veya yan kısmında bir şişlik, kitle olarak ortaya çıkar. Bu hastalıkta genellikle, boyunda kitle veya tiroid bezinde kitle, nodül dışında hastanın fark edebileceği bir belirti bulunmamaktadır. Çok az hastada, kitlenin basısına bağlı yutma ve nefes alma ile ilgili sorunlar veya ses kısıklığı gibi belirtiler de bulabilmektedir.
Medüller tiroid kanseri nasıl teşhis edilir?
Boyunda kitle, tiroid bezinde nodül saptanması sonrasında yapılan incelemelerde, bu kitlenin tiroiddeki medüller kansere ya da kanserin sıçramasıyla (metastaz yapmasıyla) oluşan lenf bezesi büyümesine bağlı olarak ortaya çıktığı anlaşılabilir.
Çok daha nadiren, kişinin yakın akrabalarından birinde genetik yani kalıtsal tipte medüller kanser tespit edilmesiyle kişi de incelemelere tabi tutulmakta ve onun da medüller kansere ya da medüller kanser öncesi hücresel değişikliklere sahip olduğu ortaya çıkabilmektedir.
Her iki durumda da yapılacak tanısal incelemeler;
- Kitlelerden iğne biyopsisi alınması ve patoloji uzmanlanlarınca değerlendirilmesi,
- Kanda kalsitonin adı verilen hormon seviyelerine bakılmasıdır.
Bu konuda hekiminiz size gerekli bilgileri sağlayacaktır.
Medüller tiroid kanseri nasıl tedavi edilir?
Medüller tiroid kanserinde temel tedavi cerrahidir. Tiroid bezinin tamamen çıkartılması, boyun orta hatta, iman tahtası adı verilen göğüs kemiğinin arkasındaki lenf bezelerinin çıkartılması, kimi zaman da boyun yan kısımlarda bulunan lenf bezelerinin temizlenmesi (boyun diseksiyonu) uygulanan cerrahi girişimlerdir.
Cerrahi yapılan hastalarda, ameliyat sonrası dönemde radyoterapi (ışın tedavisi) de hastaların önemli bir kısmında tedaviye eklenmektedir.
Bu hastalığın tedavisinde radyoaktif iyot uygulamasının (atom tedavisi) hemen hiçbir zaman yararı ve yeri yoktur.
Hasta ve hastalık için en uygun tedaviyi seçmek ciddi bir deneyim ve tıbbi bilgi gerektirir. Hekiminiz tedavinizin planlanmasında izlenecek en uygun yolu belirleyecektir.
Medüller tiroid kanseri ameliyatının ardından başka operasyon veya tedavi gerekir mi?
Çıkartılan tiroid bezi dokusunda medüller kanser saptanması durumunda hastanın yaşı, cinsiyeti, başka hastalıklarının bulunup bulunmaması, tümörün büyüklüğü, mikroskopla yapılan incelemedeki hücre özellikleri, tümörün lenf bezlerine, çevre veya uzak organlara yayılımı gibi pek çok faktör ikinci bir cerrahi (eğer alınmadıysa, tiroid bezinin diğer yarısının alınması ya da boyun lenf bezelerinin temizlenmesi) veya radyoterapi gibi ek tedavileri gündeme getirebilir.
Bütün bu faktörleri değerlendirmek ve hasta ve hastalık için en uygun tedaviyi seçmek ciddi bir deneyim ve tıbbi bilgi gerektirir. Hekiminiz tedavinizin planlanmasında izlenecek en uygun yolu belirleyecektir.
Medüller tiroid kanseri tedavisinde boyun diseksiyonu nedir ve ne zaman gereklidir?
Baş-boyun bölgesindeki kötü huylu tümörlerin cerrahi tedavisinin bir parçası da, hastalık içerdiği bariz veya muhtemel lenf bezelerinin sistematik bir şekilde, boyundaki hayati yapılara zarar vermeden çıkartılması, yani boyun diseksiyonu operasyonudur. Bu operasyon hemen her zaman, tümör dokusunun çıkartılmasıyla eş zamanlı olarak uygulanır.
Medüller tiroid kanseri de boyun lenf bezelerine metastaz (sıçrama) yapabilen, hatta çoğu kez yapan bir tümördür. Bu nedenle, öncelikle bu tümörün en sık metastaz yaptığı boyun ön bölge (bkz: şekilde VI – VII numaralı bölgeler) diseksiyonu çoğu kez önlem olarak uygulanır. Görünürde (muayenede, ultrason veya MR gibi tetkiklerde) bu bölgelerde lenf nodlarında metastaz varsa, tiroid bezinin çıkartılması sırasında diseksiyon, özellikle uygulanması gereken bir işlem halini almaktadır.
Medüller tiroid kanseri bazen de boynun yan kısımlarına (bkz: şekilde II – III – IV – V numaralı bölgeler) metastaz yapabilmektedir. Bu durum söz konusu olduğunda, bu bölgeleri içeren bir boyun diseksiyonu gerekli olabilmektedir.
Boyun diseksiyonunun gerekliliği konusunda hekiminiz sizi bilgilendirecektir.
Tiroid ameliyatlarında sinirlerin korunması neden önemlidir?
Ses tellerinin gerginliğini kontrol eden süperior larengeal sinir ve ses tellerinin hareketini sağlayan inferior (rekürren) larengeal sinir, ses ve konuşma açısından çok önemli yapılardır. Bunlardan süperior larengeal sinirin hasar görmesi durumunda hasta tiz sesleri çıkartmakta güçlük çekerken rekürren larengeal sinirin zarar görmesi durumunda genellikle ciddi ses kısıklığı söz konusudur.
Madde madde medüller tiroid kanseri
- Medüller tiroid kanseri, tiroid kanserleri arasında nispeten nadir görülen bir türüdür.
- Kadınlarda ve erkeklerde eşit oranda görülen bu tümörün oluşumunda genetik faktörler rol oynayabilmektedir.
- Radyasyona maruz kalmanın bu tümör gelişiminde etkisi olduğu düşünülmemektedir.
- Medüller tiroid kanseri, hastaların önemli bir kısmında boyun lenf bezelerine metastaz yapmaktadır.
- Medüller tiroid kanserinin temel tedavisi, tiroid bezinin ameliyatla çıkartılmasıdır. Hastaların önemli bir kısmında tiroid bezinin çıkartılmasının yanı sıra boyun diseksiyonu ve kimi durumlarda da radyoterapi, kemoterapi gibi ilave yöntemler de tedaviye eklenebilmektedir.
- Bu hastalığın tedavisinde radyoaktif iyot uygulamasının (atom tedavisi) hemen hiçbir zaman yararı ve yeri yoktur.